Çocukların Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendiririz?

Özellikle ilk 6 ay ve onu takip eden günlerde anne sütü çocukların bağışıklık sistemi için en etkili şeydir. Peki, çeşitli sebeplerle anne sütü alamayan ya da anne sütünü artık bırakmış olan çocuklarda bağışıklık sistemini nasıl güçlendiririz?

Azıcık ateşi olan çocuğa verdiğimiz ilaçlar, üşüyecek diye kat kat giydirdiğimiz çocuğumuzu terletmeler, yeter ki karnı doysun diye tek yönlü beslemeler aslında bağışıklık sisteminin katilidir. Sağlıklı bir çocuk demek iyi savaşan bir bağışıklık sistemi demektir. Bu nedenle çocukların bağışıklık sistemini güçlendirmek sağlık için dönemsel adımlardan en önemli adımlardan biridir.

Çocukların bağışıklık sisteminin kuvvetli olması demek hastalarla mücadele etmesi demektir. Çocukların bağışıklığını desteklemek ve bunun önüne geçmek için hastaneye gitmekten daha kolay bir yöntem seçilebilir. Özellikle yaşanılan salgın dolu hastalıkların gündemde olmasıyla, bağışıklık sistemini güçlü kılmak daha da çok önem kazanmıştır. Ancak şu var ki bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek bir gecede olmayacaktır. Bunun için bazı oluşturduğunuz besin ve spor aktivitesi gibi prensiplerinizi düzenli olarak uygulamaya almalısınız.

Çocukların Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek için Nasıl Beslemeliyiz?

Bu yöntem için gerekli olan bütün uygulanması gerekenleri annelerimiz en başından bilir. Ancak yine de akıldan kaçanları, eksik beslenmeleri ya da nelerin yapılması gerektiğini bir kez daha gözden geçirebiliriz.

Öncelikle doğal ürünleri tercih etmek önemli. Çünkü rafta uzun süre kalabilen rafine gıdalar bağışıklık sisteminin en büyük düşmanıdır. Daha sonra da dengeli beslenip beslenilmediği üzerinde durularak yeni bir beslenme düzeni kurulmalıdır. Özellikle bu beslenme düzeninde bulunacak besinlerin; antioksidan dediğimiz vücudu tüm kötü hücrelerden arındıran A, C, E, D vitaminleri ve demir açısından zengin gıdalar olmasına özen gösterilmelidir. Bunlar da somon, ciğer, mantar gibi gıdalarda bolca bulunmaktadır. Ayrıca sebzeler A vitamini, meyveler de C vitamini açısından zengin olduğundan günlük yiyeceklerde bulunmasına özen gösterilmelidir. Çocukların çok sevdiği yemekler arasında olan köfte ile de çocuğun çinko ihtiyacını karşılanmış olunur. D vitamini için güneşin yakmadığı saatlerde çocuğu güneşe çıkarmak ve bunun yanında pekmez, yumurta, bakliyat, kurutulmuş meyveler tüketilmesini de sağladığınızda çocuğunuza sağlıklı bir yaşam sunabilmek için güzel bir adım atmış olursunuz.

Omega3’ü İhmal Etmeyin

Dönemsel olarak besinlerden omega-3 alabilmemiz için farklı besinler bulunmaktadır. Ceviz, fındık gibi kuruyemişler, koyu yeşil yapraklı sebzeler bunu sağlarken en önemli besin olan balıkta oldukça fazla bulunmaktadır. Mevsimsel geçişlere göre özellikle de kış mevsiminde bulunan balık türlerini çocuklara sevdirerek yemek önemli bir etkendir.

Çocukalrın bağışıklık sistemini koruyan omega-3 enfeksiyon gibi vücutta görülebilecek kötü rahatsızlıkları en aza indirgeyerek engel olan en önemli besin öğelerinden biri olmaktadır. Bu nedenle haftada iki ya da bir kez balık yemek ve her gün de yemeklerin yanında koyu yeşil yapraklı sebzeleri tüketmek büyük katkı sağlayacaktır. Bunun yanı sıra kuruyemişleri de unutmamak gerekir. Belli porsiyonlarda belli miktarlarda kuruyemişlerin tüketimi de bize birçok besin takviyesi sağlayacaktır.

Mevsim Sebze ve Meyvelerini Yedirin

C vitamini bağışıklık güçlendirmede oldukça öncü vitaminlerden biri olmaktadır. Ayrıca diğer pek çok vitamin ve minerallerin de vücut içerisinde kullanılmasına destek olurken çocukların bağışıklık sistemini korumaktadır. Günlük alınan taze meyve ve sebzeler C vitamin olarak oldukça zengindir. Çocukların bezlenme alışkanlıklarında da mevsimine uygun sebzelerin ve meyvelerin bulunması ve bu besinleri günde üç ya da dört porsiyon tüketmeleri yeterli miktarlarda vitamin ihtiyacını karşılamaktadır. Kış mevsiminde alımı kolay olan turunçgiller, kivi ve yeşil yapraklı sebzeleri günlük beslenmeye de öncü olabilmektedir.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirmede Alternatif Yöntem

Birtakım aşılar da çocuğu bazı hastalıklardan koruyabilir. Ancak bunun tercihi tamamen ebeveyne bağlıdır. Bunun araştırmasının iyi yapılması, gelişi güzel karar verilmemesi gerekir. 2 yaşından itibaren tam anlamıyla sosyalleşmeye başlayan çocuğun birçok hastalık mikrobuyla tanışması kaçınılmazdır.

Özetle çocuk dengeli beslenirse, yeteri kadar uyursa, vücudunu gerektiği kadar hareket ettirecek ortamı bulursa, hastalık korkulacak bir kelime olmaktan çıkar. Çocuğunuzun hastalanmasından ziyade gerekenleri zamanında yapmamış olmaktan korkmalısınız.