Yorgunluk, insan vücudunda önemli biyoalarmlardan biri olarak ifade edilmektedir. İnsanlar bazı durumlarda bu biyoalarma yenik düşerek yorgun bir hale gelebilirken, halsizlik, uyku düzensizlikleri, hayattan zevk almama, unutkanlık ve depresif haller de bu duruma eşlik edebilmektedir. Genellikle bu gibi sağlık sorunlarının insan hayatında devamlı yaşanır hale gelmesi çeşitli sendromlara yol açabilirken, kronik yorgunluk sendromu da bu problemlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kronik Yorgunluk Sendromu, oldukça şiddetli ve dinlenilmesine rağmen bir türlü geçmeyen yorgunluk hali olarak bilinmektedir. Ayrıca bu sendrom harcanan efor sonrasında geçmeyen halsizlik, bilinç bozukluğu, çeşitli besinlere ve kimyasallara karşı duyarlılık gibi durumlarla da karakterize edilirken, kronik yorgunluk sendromuna yakalanan kişilerde bu durum en az 6 ay boyunca devam etmektedir.
Uzman Diyetisyen Hilal Konak eşliğinde size özel ön görüşme fırsatından faydalanarak randevunuzu almak için hemen tıklayın!
Kronik Yorgunluk Sendromunda Beslenme Nasıl Olmalı?
Kronik yorgunluk sendromunda beslenme oldukça önemli bir konudur. Sağlıklı besleme ile yakından ilişkili olan bu sorun için genellikle uzmanlar tarafından beslenme tedavisi uygulanmaktadır.
Her ne kadar bugün kronik yorgunluk sendromu ile alakalı bilimsel bir tedavi yöntemi bulunmasa da sağlıklı beslenme yöntemi ile hastalardaki yorgunluk, halsizlik, hastalık, kas ve eklem ağrıları en aza indirgenebilmektedir.
Kronik Yorgunluk Sendromunda Uygulanan Diyet Nasıl Olmalıdır?
Kronik yorgunluk sendromunda beslenme konusunda dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunmaktadır. Bu durumda olan hastalar için sağlıklı beslenme üzerine bir diyet programı oluşturulması ve program kapsamında probiyotiklerden Omega3’e, vitaminlerden yeterli su tüketimine varana kadar her hususta dikkatli olunmalıdır.
Kronik yorgunluk sendromu karşısında uygulanacak diyet programında öncelikle yoğurt, kefir ve turşu gibi probiyotik bakımından zengin besinler tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirebilmek adına balık, fındık, keten tohumu, ceviz gibi Omega3 zengini besinler tercih edilmeli, ayrıca C vitamini içeren kivi, mango, portakal ve mandalina gibi meyveler de tüketilmelidir.
Tüm bunların yanı sıra D vitamini eksikliği de kas ve eklem ağrısı ya da halsizlik gibi sorunlara yol açtığında vücutta yeteri kadar vitamin depolayabilmek adına balık karaciğeri, yumurta ve balık gibi besinler de tüketilmelidir.
Mutlaka Bir Diyetisyenden Destek Alınmalı!
İnsanlar yaşamış oldukları bu gibi sorunlar karşısında kendisine göre bir diyet oluşturmak yerinde mutlaka bir diyetisyen kontrolünden geçmeli ve profesyonel destek almalıdır. Bu sayede kronik yorgunluk sendromunda beslenmenin nasıl olması gerektiğini öğrenebilirken, aynı zamanda da sağlık sorunları açısından daha faydalı bir diyet yapılabilmektedir.
Hemen Online Diyete Başla!
Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeniz için verilen tüm danışmanlık hizmetlerden online olarak da yararlanabilirsiniz. Yoğun iş hayatı, okul temposu, İstanbul dışında yaşamanız ya da zaman kısıtlılığı gibi nedenlerle danışmanlık merkezinize gelemiyorum diyorsanız online danışmanlık hizmeti sizin için oldukça idealdir.
